
It would be great if you could support us with a small donation.
It might not be much for you, but it would help us providing more and better interviews in the future.
With a little bit of your support we might be able to realize even more!
A continuation of last weeks interview!
Their new release, touring, their best & worse memories over the years & even their strongest temptations – read about them here!
PART 2
Bu albüm için daha önce single olarak yayınladığınız tüm şarkıları yeniden düzenlediniz, değil mi? Aranjman süreci nasıldı? Özellikle zorlandığınız bir şey oldu mu?
CHISA: Yeniden düzenleme sürecinde her şeyi sıfırdan yapmıyoruz. O yüzden, grup üyelerini çok zorlayacak bir şey yoktu diye düşünüyorum.
RIKITO: Düzenlemeyi yapanlar için zor.
SHOGO: Aranjörlerimizden diğer şarkıları da RESISTED TEMPTATION’a göre uyarlamalarını istedik. Ve, onlar da mevcut sese uyacak şekilde gerekli düzenlemeleri yaptılar.
RIKITO: İşi yapan insanlar bizi çok iyi tanıyorlar.
CHISA: Sadece COME BACK TO YOU için yurt dışından bir mühendisle çalıştık. Bunun dışında ACME olarak hep aynı mühendisle çalışıyoruz, ve bütün mixing ve tekrar düzenleme işlerimizin neredeyse tamamını aynı kişi yapıyor, o yüzden de ne yapmak istediğimizi çok iyi anlıyorlar.
Anlıyorum. Albüm kapağıyla ilgili de konuşmak istiyoruz. Çok karizmatik görünüyor! İçinde bir çok gizli anlam, duygu ve ipucu saklı gibi sanki. Bize bu kapaktan biraz bahseder misiniz? Tasarım süreci nasıldı mesela? Ve arkasındaki anlam ne?
HAL: Şarkı sözlerindeki anahtar kelimeleri tasarımcıya söyledim ve bu kelimelerle bir şey yapmasını istedim. Sonuç olarak da bu mükemmel şey ortaya çıktı (güler).
SHOGO: ACME olarak müzik hayatımız boyunca ilk defa albüm kapağımızın karizmatik olduğu söylendi (güler). Gerçekten ilk defa.
Sizinle bir süredir devam ettiğiniz online etkinlikler ve projeler hakkında da konuşmak istiyoruz. Pandeminin başından beri, yaklaşık iki yıldır, her hafta düzenli olarak YouTube’ta canlı yayın yapıyorsunuz. Ancak, geçtiğimiz günlerde bunun yerine ACMESTATION adında bir radyo programı yapmaya başladınız. YouTube’dan radyoya geçiş yapma sebebiniz neydi?
ACME: Çünkü radyo yayını yapmaya başladık.
HAL: Çünkü bir araya gelmek için sınırlı bir zamanımız var. Yani, üyeler olarak hepimizin müsait olduğu zamanlar sınırlı. Ama, radyo yayınını mutlaka her hafta yapıyoruz.
CHISA: Daha önce birçok kez radyo programlarına konuk olduk, ama muhtemelen hiçbirimiz daha önce bir radyo yayınına ev sahipliği yapmamıştık. Bu programı yapmaya karar verdikten sonra programlarımız da değişti. Planlarımızı bu radyo programını merkez olarak alıp onun etrafında ayarlıyoruz çünkü bu program her pazar günü mutlaka yayınlanıyor, o yüzden mutlaka kayda girmek zorundayız (güler). Amerika’ya gitmeden önce bir sürü kayıt yapmıştık, ve hatta Amerika’dayken de bir kayıt yaptık.
Anladım. Peki, radyo programı yapma fikri nasıl çıktı?
CHISA: Yeni insanların da dinleyebileceği bir şey istedik. Her zamanki faaliyetlerimizden farklı bir şeyler yapmak, ve yeni insanlara da şarkılarımızı ulaştırmak istedik. O yüzden de radyoyu seçtik. Bizim için en iyi seçeneğin radyo olduğunu düşündük.
HAL: İstediğimiz her an YouTube’a dönebiliriz de.
Doğru, geçtiğimiz Cadılar Bayramında bir YouTube canlı yayını yapmıştınız, değil mi? Cadılar Bayramına özel.
ACME: Yaptık, yaptık.
RIKITO: Evet, bir daha asla YouTube yapmayacağız diye bir şey yok.
CHISA: YouTube’u sadece üyelerle biz bize de yapabiliriz. Ama radyo aracılığıyla pek çok farklı insanla etkileşime geçiyoruz ve bu sayede, genellikle ACME dinlemeyen insanlara da ulaşabilir miyiz acaba diye düşündük. Radyo kanalı Chiba’da ve bu nedenle ilk kez Chiba’da konser vermeye karar verdik.
Harika. Az önce bahsi geçen Cadılar Bayramı Özel canlı yayınınızla ilgili de bir sorumuz olacak. Hepiniz farklı karakterlerin kılığına girdiniz (CHISA Giorno Giovanna, SHOGO Loid Forger, RIKITO the Undertaker ve HAL Rengoku), değil mi? Sonradan, SHOGO, bir de Anya kılığına girdiğin bir başka fotoğraf paylaştın. YouTube için Anya değil de Loid’u seçmenin özel bir sebebi var mıydı?
SHOGO: Aslında diğer şeyim için Anya kılığına girecektim. Diğer taraftan onun kılığına girmemi söylediklerinde, ACME ile de böyle bir şey yapalım diye karar verdik. Ben de tek başıma tüm Spy x Family’i yapsam ilginç olur diye düşünüp, baba karakterinin kılığına girmeye karar verdim (güler).
HAL: Diğer şeyin? Her zamanki o hikayeyi anlatmayacak mısın?
SHOGO: Ne hikayesi?
HAL: RORSCHACH. INC’deki SHOGO’nun kendisi değil de, tıpatıp ona benzeyen arkadaşı diye (güler).
SHOGO: (güler) Nasıl söylesem, aynı hikayeyi sürekli tekrarlamak sinir bozucu olmaya başladı.
Peki sizler karakterlerinizi nasıl seçtiniz?
RIKITO: Makyözümüze danıştım ve birkaç aday için öneriler aldım ve aralarından birini seçtim.
Diğer seçenekler nelerdi?
RIKITO: Karakterlerin isimlerini bilmiyorum. Aslında Undertaker’ı ilk kez o zaman öğrendim. Açıkçası anime hakkında pek bilgim yok. Gerçi, bir tek Slam Dunk hakkında çok şey biliyorum.
Neden Slam Dunk’tan bir karakter seçmedin peki?
RIKITO: Slam Dunk’tan bir karakterin kılığına girmek muhtemelen o kadar eğlenceli olmazdı.
CHISA: Muhtemelen popüler olmak istedi.
RIKITO: Doğru. Onu seçmemin sebebi tam olarak popüler olmak istediğim içindi (güler).
CHISA: Aynı kostümü daha önce bir kez daha giymiştim ve tekrar giymek istediğimi düşündüm. Hazır fırsat gelmişken, bu sefer tekrar onun kılığına girmenin harika olabileceğini düşündüm (güler).
HAL:Bana yakışacağını düşündüm (güler). Bu karakteri kendime oldukça benzer buluyorum. Demon Slayer için bir canlı aksiyon yapılacak olsaydı muhtemelen Rengoku rolünü oynardım.
Anlıyorum. Çok merak ettiğim bir şey var. YouTube canlı yayınından sonra cheki (polaroid fotoğraf) da çektiniz değil mi? HAL uzaktan kumandayla poz veriyordu (güler). Acaba, bu bir katana mıydı? (güler)
HAL: Katanaydı. Orada bulabildiğim katanaya en benzer şey bir uzaktan kumandaydı (güler). Bizi bu kadar dikkatli incelemeniz harika (güler). İfşa edildim (güler).
Madem anime konusuna geldik, şu sıralar bağımlısı olduğunuz bir anime ya da manga var mı? RIKITO, fazla anime izlemediğini söylemiştin ama izlediğin dizi falan var mı?
RIKITO: Televizyon izlemiyorum (güler). Son zamanlarda Major League beyzbol dışında hiçbir şey izlemiyorum.
CHISA: Şu sıralar CHAINSAW MAN izliyorum.
Çok popüler, değil mi?
CHISA: Evet. Ayrıca, son zamanlarda Kamen Rider: Black Sun’ı izlemeye başladım.
HAL: Anime mi?
CHISA: Dizi. Amazon Prime’da var.
SHOGO: Son zamanlarda yeni Urusei Yatsura. Ayrıca Evangelion izliyorum. Filmleri sinemada izlememiştim, o yüzden şimdi izliyorum. Ayrıca, ne zaman izleyecek bir şey bulamasam arka planda Rick and Morty’yi açık bırakıyorum.
HAL: Bocchi the Rock’ı izlemiyor musun? Liseli kızlar birlikte bir grup kuruyor. Ben de liseli bir kızken bir grubum vardı.
ACME: (güler)
HAL: O yüzden bana kendimi hatırlatıyor.
RIKITO: Sen liseye bile gitmedin ki (güler).
HAL: Bir grup kurmanın böyle bir his olduğunu hatırladım.
SHOGO: Bir de amcalı olan. Uncle from Another World (Başka Bir Dünyadan Amca). Şimdi birçok kez yeniden yapıp duruyorlar. Başlıyorlar, sonra geri dönüp yeniden başlıyorlar. Biraz sıkmaya başladı. Ayrıca Reincarnated as a Sword da ilginç.
HAL: Ayrıca Yama no Susume diye bir anime var ve sanki benim için yapılmış gibi. Dağlara tırmanan liseli kızlarla ilgili bir hikaye. Memleketimde geçiyor, bu yüzden sürekli bildiğim yerleri gösteriyorlar, ve bu yüzden gerçekten ilgimi çekiyor. Benim de bizzat gitmiş olduğum dağlara tırmanıyorlar.
Cadılar Bayramı Özel (Helloween Special) Youtube canlı yayınınıza geri dönecek olursak, Yayın sırasında YouTube ile eş zamanlı olarak ayrı bir Instagram canlı yayını da yaptınız. Siz YouTube’da konserlerinizin videolarını gösterirken, hayranlar Instagram’da birbirinizle olan sohbetlerinizi izleyebiliyordu. Bunun harika bir fikir olduğunu düşündüm.
ACME: Öyle mi?
Eminim ki hayranlarınız da çok mutlu olmuştur. Böyle bir şey yapmaya nasıl karar verdiniz?
RIKITO: CHISA aniden başlattı. YouTube’daki dinleyici sayısını artırmak için.
CHISA: Grubun YouTube kanalının 18.000 civarında abonesi var sanırım. Ama, benim, Instagram’da yaklaşık 40.000 takipçim var, bu yüzden o şekilde daha fazla kişinin haberdar olacağını düşündüm ve onlara bir YouTube canlı yayını yaptığımızı haber vermek istedim.
Bu yıl, RIKITO ve SHOGO’nun doğum günleri için harika bağış toplama projeleri de gerçekleştirdiniz: SHOGO için bu, Tembel Hayvanları Koruma Vakfı’nın gölgelikli bir köprü inşa etmesine yardım etmek ve RIKITO’nun doğum günü için Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı’nın FreeRice Projesi trivia’sına yardım etmekti. Bu projelerin ikisi de son derece başarılıydı! Hem Shogo-Gumi Sloth geçişi başarıyla tamamlandı, hem de RIKITO’nun doğum günü için 1 milyon pirinç tanesi bağışlama hedefinize ulaştınız! Tebrikler! Bu projeleri nasıl oluşturdunuz?
SHOGO: Bu projeleri hayranlar organize etti.
RIKITO: Projeleri başlatan taraf değil, başlatılan projeler için işbirliği yapan taraftık.
CHISA: ABD’de ACME’yi seven insanların aynı zamanda harika kişiler olmaları açısından çok şanslıyız bence, ve harika bir topluluk oluşturdular orada. Ayrıca bir anlamda ACME’ye yardımcı oluyorlar. Teksas’ta hayran sponsorluğunda bir etkinlik düzenlediler. Taraftarlar bir kafe kiralayıp orada bir etkinlik düzenlemek istediler ve biz de işbirliği yaptık. Hayranların inisiyatifleriyle pek çok şey yapabiliyoruz. Bu açıdan, Japonya’dan biraz farklı.
HAL: Orada normalde yapamayacağımız şeyleri yaptık. Mesela taraftarlarla ellerimizi uzatıp birbirimizi aşağı itmeye çalıştığımız bir oyun oynadık. Beraber karaoke de yaptık.
Kulağa çok eğlenceli geliyor. Japonya’da da bu tür özel etkinlikler yapmayı planlıyor musunuz?
CHISA: Bence tarzlar biraz farklı. Japonya’da, ben dahil pek çok insan, müşteriler ve hizmet sağlayıcılar net bir şekilde ayrıldığında kendilerini daha rahat hissediyor. Bence muhtemelen ABD’de farklı şeyler yapmayı denemek isteyen pek çok insan var ve bazen pek de iyi gitmediği zamanlar olabilir ama şimdilik onlara güvenebileceğimizi düşünüyorum. Japonya’da herkes biraz utangaç, bu yüzden biraz zor.
HAL: Ayrıca, insanlar Japonya’da bunları kendi başlarına yapamazlar. Mesela bir kafe kiralayıp bizden orada bir etkinlik düzenlememizi isteyemezler.
CHISA: Endişelenecek çok şey olurdu. Ama bence tam olarak da farklı ülkelerde farklı şeyler yapabilmek her şeyi daha ilginç bir hale getiriyor.
Anlıyorum. Az önce tembel hayvanlardan bahsettiğimize göre, en sevdiğiniz hayvan hangisi? Ve neden?
SHOGO: Tembel hayvanlar ve köpekler. Çünkü çok şirinler (güler).
Evcil hayvan olarak bakıldıkları için herkes köpek diyebilir ama tembel hayvan cevabı biraz sıradışı.
SHOGO: Tembel hayvanlar kendi hızlarında yaşarlar. Ben de sonsuza kadar öyle yaşamak istiyorum (güler).
CHISA: Tembel hayvanları ben de severim. Sanırım gerçekten nadir oldukları için olabilir. Burada çok fazla yok, bu yüzden arada bir gördüğümde gerçekten nadir olduklarını hissediyorum. Ayrıca, zürafaları da severim. Genel bir bilgi olarak bilmeme rağmen, gerçekte gördüğümde, onların da tuhaf olduğunu hissediyorum. Ayrıca fillerin gözleri çok nazik ama yakından bakarsanız oldukça korkutucular aslında. Ama, zürafaların uzun kirpikleri olduğu için nazik görünüyorlar (güler).
RIKITO: Elbette köpekleri de seviyorum, ama en çok bizonları seviyorum.
HAL: Balık değil de?
RIKITO: Balıklar ayrı. Balık balıktır.
ACME: O ne demek (güler)?
RIKITO: Balık balıktır. O yüzden benim cevabım bizon. Çünkü çok karizmatikler. Japonya’da çok fazla yok.
HAL: ABD’de bizon yemiştik, tadı çok güzel değildi. Etleri yeniyor.
RIKITO: Yemek olarak demiyorum (güler).
HAL: Su aygırı.
ACME: Panda değil mi?
HAL: Bunu bir sır olarak saklıyorum ama aslında su aygırları. Görünüşlerine rağmen oldukça güçlüler. Derileri de kalın. Aslında en çok insan öldürenler onlar. Uzun zaman önce Ueno Hayvanat Bahçesi’ne gittiğimde gerçekten şaşırmıştım çünkü beklediğimden daha büyüklerdi. Ve kakaları da harikaydı. Kuyruklarını düzgün bir şekilde döndürürken kakalarını etrafa saçıyorlardı. Buna aşık oldum (güler). Ben de o kadar vahşi olmak istiyorum. Hiçbir şeyi umursamamaları çok havalı.
(güler) Anlıyorum. Peki korktuğunuz hayvanlar var mı?
HAL: Dağlardaki ayılar (güler). Onlardan hayvan olarak gerçekten nefret etmiyorum ama dağlarda görmek isteyeceğim en son şey onlar.
CHISA: Benim için hamamböcekleri.
HAL: Mesela evde görsen ne yaparsın?
CHISA: Hiçbir şey yapamam. Sadece bakakalırım. Ama bu yüzden hamam böceklerinin olmadığı bir yerde yaşıyorum. Kesinlikle ahşap bir evde yaşamak istemezdim. Evde bir tane görsem ne yapardım hiç bilmiyorum.
HAL: Herhangi bir şeyle vurup öldüremez misin?
CHISA: Vuramıyorum bile, bu yüzden kendi başlarına gitmelerini bekliyorum.
Çığlık atararak gokiburijet’e abanmak (Çevirmen notu: hamam böceklerine karşı özel bir sprey). Ben öyle hallediyorum.
HAL: Çığlık atarken (güler).
CHISA: Evet. Ayrıca, korkunç hayvanlardan bahsetmişken, daha önce zürafaların nazik gözleri olduğunu ama aslında korkutucu olduklarını söylememin bir nedeni vardı. Hayranlarla birlikte bir geziye gittiğimizde, bir midilliyi hayranların önünde bu şekilde tutarak yarış pistine götürmeye çalışıyordum. O zaman herkes midillinin çok tatlı olduğunu söylüyordu ama düşününce oldukça korkutucuydu ve çokça horluyordu (güler). Oldukça güçlüydü ve bir ata kıyasla daha küçük olmasına rağmen yine de kocaman bir suratı vardı. Düşününce, kesinlikle benden daha güçlüydü. Gerçekten korkmuştum, bu yüzden midillilerden de korkuyorum. Gözleri de kan çanağı gibiydi (güler). Hiç sevimli değildi. İmkanı yok. Midilliden bile korkuyorum.
SHOGO: Maymunlar ve yılanlar. İmkanı yok.
CHISA: Onlarla camın arkasından kavga bile etmiştin (güler).
HAL: Nedense SHOGO’yu gördüklerinde dikleniyorlar hemen.
SHOGO: Evet. Gerçekten böyleydi. Ben de “hişt lan” gibi şeyler söylemeye başlıyorum ve onlar da gaza geliyor ve gerçekten çok komik oluyor (güler). Sanırım geçmişte 5 kez falan oldu.
CHISA: Sözü açılmışken, kuşlar da RIKITO’dan nefret ediyor.
RIKITO: Evet, kuşlar benden nefret ediyor. Belki de ızgara yaptığım içindir (güler). Görünüşte sessiz olan kuşlar bile beni görünce saldırganlaşıyor.
SHOGO: Normal bir sesle konuşmasına rağmen kuşlar heyecanlanıyor.
RIKITO: Israrcı olmak gibi kötü bir huyum var (güler). Aşırıya kaçtığımda kuşlar bana kızıyor (güler). Bu anlamda insanlara benzediklerini düşünüyorum.
Röportajımızı bitirmeden önce, sizi daha iyi tanımak için birkaç soru sormak istiyoruz.
İlk olarak, birbirinizin en çok hangi özelliğini takdir ediyorsunuz?
HAL: CHISA’nın inanılmaz hayal gücünden çok etkileniyorum. Vay canına, bu şekilde de bir düşünce tarzı var gibi. Olaylar hakkında benim düşünemeyeceğim şekilde düşünebiliyor. Ayrıca, RIKITO Kansai’den olduğu için, insanlar onun boke (komik karakter) olmasını beklerken, o tsukkomi (ciddi karakter) olmakta şaşırtıcı derecede iyi. Bile bile komik olmaya çalışırsa genellikle başarısız oluyor (güler). Ayrıca, iyi iletişim becerilerine sahip. Ayrıca, arada bir benimle dağlara geldiğin için çok teşekkür ederim, RIKITO (güler).
CHISA: SHOGO, iyi restoranlar hakkında çok şey biliyor. İster radyoda konuşalım, ister böyle bir röportajda, muhtemelen kendine göre bir sıralama sistemi var ve size sadece belli bir dereceye kadar olan restoranları söyler ama bu seviyenin üzerindekileri asla söylemez (güler). Muhtemelen bazı restoranların başkalarına söylenemeyecek kadar lezzetli olduğunu düşünüyor ama yine de onları biz üyelere söylüyor (güler). HAL bize yeni şeylerin yolunu açıyor.
RIKITO: Doğru. Ortamın modunu düzenleyebiliyor.
CHISA: Ayrıca, kaç yıl fark olduğunu söyleyemem ama HAL ve ben grubun en büyüğü ve en küçüğüyüz. Grupta benden daha büyük birinin olması, etrafta bir rol model olması gibi hissettiriyor. Böyle yaşarsam yıllar geçse de hala bu gruba devam edebileceğimi görebiliyorum. Ne de olsa, gruplar genellikle bir yıl mı, 5 yıl mı, kaç yıl daha devam edebilecekleri konusunda endişeleniyorlar. Ancak, beklendiği gibi, yanınızda bir rol modelinizin olması size büyük bir güvenlik duygusu veriyor.
HAL: İşler kontrolden çıkarsa, bunu önceden fark edersiniz. Mesela ben hep aynı şeylerden bahsediyorum (güler).
CHISA: Ayrıca, RIKITO’nun ailesi. RIKITO’nun ACME’yi çok destekleyen harika bir ailesi var.
RIKITO: Benim için, ailemle kaplıcalara gittiğiniz ve onlarla iyi geçindiğiniz için teşekkür ederim. Ailem biraz fazla ısrarcı davranabiliyor, bu yüzden üyelere onlarla arkadaş oldukları için teşekkür etmek istiyorum.
HAL: RIKITO’nun doğum günü etkinliği sırasında annesi bize şu ya da bu tür bir sürpriz yapmak istediğini söyleyen LINE mesajları atıyordu ve bunun için bir senaryo bile gönderdi (güler).
RIKITO: İdare ettiğiniz için teşekkürler (güler).
Son sorumuz olarak, yaklaşan turneniz ve yeni albümünüz hakkındaki beklentilerinizi anlatır mısınız?
HAL: Her zaman radyo vb. birçok farklı şey yapıyorum ama sonuçta en iyi olduğum şey müziğimi icra etmek ve iyi şarkılar yazmak. Bunların tadını çıkarmanın en iyi yolu da elbette konserler. Uzakta yaşıyor olsanız bile, bu turla size çok yaklaştığımıza göre, lütfen bize bir şans vermeyi düşünün. Gelirseniz eminim pişman olmazsınız. CD’lerimizi, radyo programlarımızı falan beğeniyorsanız, o zaman konserlerimiz sizi kesinlikle hayal kırıklığına uğratmayacaktır. O yüzden bize inanırsanız ve konserlerimize gelirseniz, bence konserlerin tadını en iyi şekilde çıkarabilirsiniz (güler).
CHISA: Katılıyorum. Albüm yapılıp yayınlanana kadar, sadece üyelerin ve ekibin gücüyle yapılır. Yayınladıktan sonra, bizi her zaman destekleyen insanlarla buluşabilir ve onlara yeni şarkımızı dinletebiliriz. Bunun gibi radyo programları ve röportajlar yaparak belki yeni çalışmalarımızı henüz tanışmadığımız insanlara da ulaştırabiliriz diye umuyorum. Bunu dört gözle bekliyorum.
RIKITO: İnsanların dört gözle beklemesini istediğim şey şu: setlist (konserlerdeki şarkı listesi) gittiğimiz her yerde farklı olduğu için, her bir konser o anla bütünleşerek bir deneyime dönüşüyor, ve bu yüzden de çok özel oluyor. O yüzden, bunu dört gözle bekleyin, ve birçok farklı şehirdeki konserlerimize gelmeye çalışın lütfen.
HAL: İkinci kısımlardaki talk show’larda bir soru cevap köşesi yapacağız sanırım, ve bence bu iyi bir şans. Aklınızda herhangi bir şey varsa lütfen bize sorun. Bazen İngilizce sorular da geliyor. Ya da, insanlar bizden İngilizce bir şeyler okumamızı istiyor (güler).
CHISA: Hazır Japonya da sınırlarını açmışken.
RIKITO: Evet. Sadece konserlerin tadını çıkarmakla kalmıyoruz, aynı zamanda grup üyeleriyle birlikte eğlenebileceğimiz bir zaman da ayırmaya çalışıyoruz. O yüzden, lütfen hem konserleri hem de talk show’ları heyecanla bekleyin.
SHOGO: Umarım gittiğimiz her şehirdeki yerel halk bizi görmeye gelir. Sendai’ye en son gittiğimizde yerel halktan kimse yoktu (güler). Tokyo ve yakın şehirlerde yaşayan insanlar gelmişti sadece. Tabii ki onlara geldikleri için çok minnettarım, ama bu sefer yerel halkın da gelmesini çok istiyorum. Heyecanla bekliyorum, ve bundan sonra da elimden geleni yapmaya devam edeceğim.
Röportajımız burada sona eriyor. Bize bu kadar uzun bir zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederiz.
ACME: Biz teşekkür ederiz.
Interview: Gamze, Chris
Translation: Gamze

It would be great if you could support us with a small donation.
It might not be much for you, but it would help us providing more and better interviews in the future.
With a little bit of your support we might be able to realize even more!